Yalçın Koç Special Issue

2025-08-12

Yalçın Koç Kimdir?

1950 yılında Tokat’ta dünyaya gelen Yalçın Koç, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden 1973 yılında mezun oldu. 1974-75 eğitim öğretim yılında ortaokulda bir yıl aritmetik öğretmenliği yaptıktan sonra 1976 yılında mezun olduğu fizik bölümüne asistan olarak atandı. 1977 yılında Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde asistan olarak çalışmaya başladı. 1978 yılında “Doğanın Kuvantum Mekaniksel Betimlemesi ve Ölçme Sorunu” başlıklı teziyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Sistematik Felsefe ve Mantık Anabilim Dalında felsefe doktoru ünvanını aldı. Yalçın Koç 1982 yılında “Determinizm ve Mekân” başlıklı teziyle Doçent; 1988 yılında ise “Bell Eşitsizliklerinin Kuvantum Mekaniğinden Çıkartılması Üzerindeki Sınırlandırmanın Önemi” adlı çalışması ve kuantum mekaniğinin mantıksal yapısı üzerine hazırladığı çalışma dosyasıyla profesör oldu. Boğaziçi üniversitesinde öğretim üyeliği yanında, Felsefe Bölüm Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü gibi çeşitli idari görevler de yapan Yalçın Koç 1998 yılında 48 yaşında iken emekli oldu. Halen Antalya'nın küçük bir köyünde yaşamını sürdüren Koç,  felsefi üretimine aralıksız devam etmektedir. Sayısı yirmiyi aşan eserinden bazıları şunlardır: Anadolu Mayası, Theologia'nın Esasları, Tarih ve Nazariyat, Nazari Mantık'ın Esasları, Şuur ve Nazariyat, Zihin ve Nazariyat, Dialektik ve Nazariyat, Fenomenoloji ve Nazariyat, Nazari Musiki'nin Esasları.

 

Niçin Yalçın Koç?

Felsefe, en genel ve temel anlamıyla “hakikat” arayışıdır. Filozof da hakikati arayan kişidir. Hakikat nedir? sorusuna cevap verebilmek için kuşkusuz, hakikatin ne olduğuna dair bir fikre sahip olmayı gerektirir. Dolayısıyla bu soruya farklı kişi ve bağlamlar çerçevesinde verilen her türlü yanıt, birbiriyle çelişik dahi olsa hakikatin bilinebilirlik imkanını yadsı(ya)maz. Bu durumda bilmenin mahiyetine dair yapılacak sorgulama kaçınılmaz olmaktadır. Öte yandan bu bağlamda yapılacak bir sorgulama salt epistemolojik bir sorgulama olarak da nitelenemez. Çünkü bilen öznenin, bizatihi sahip olduğu imkânların farkına varması ve kendisinin ontolojik konumunu sahih bir biçimde tayin ederek yol alması bir zorunluluk olarak ortaya çıkar. Bu farkındalıkla epistemolojik ve ontolojik ayırımlara gitmeden, bir bütün olarak hakikat yolculuğuna çıkabilmek için ise kuşkusuz köklü bir analiz ve eleştiri gücü gereklidir. Ne var ki bunu yapabilmek hiç de kolay değildir. Öncelikle şimdiye kadar gelmiş felsefi düşüncenin künhüne vakıf olmanın yanı sıra üzerinde yürünen yolun sınırlarını ve çerçevesini de bilmek gerekir. İşte niçin Yalçın Koç? sorusuna verilebilecek yanıt da burada gizlidir:

Yalçın Koç, felsefenin sınırlarında kalarak hakikate dair yeni bir imkâna işaret eden, Batı felsefesine yönelik yaptığı köklü eleştiri ve analizlerle düşünceye yeni bir kapı aralayan yerli bir filozoftur.

Yalçın Koç, yirmiyi aşkın eseriyle “nazariyat” (theoria) ve “arkitektonik dil” anlayışı temelinde “Grek-Latin Kilise Diyarı” diye adlandırdığı Batı felsefesinin zeminini yine felsefe zemininde kalarak sarsmanın yollarını göstermektedir.  

Yalçın Koç, özünü “Anadolu Mayası”nın oluşturduğu “gönül” merkezli felsefesini, 18 yüzyılda özellikle Kant’ın etkisiyle yavaş yavaş felsefe içinde değerini kaybetmiş olan ve günümüzde bir felsefe yapma yolu olarak bile görülmeyen metafiziği kendi içinde felsefi bir tutarlılık ve nevi şahsına münhasır bir terminoloji ile felsefesinin merkezine yerleştiren bir filozoftur.

Özetle, ortaya koyduğu felsefi perspektifle Türkiye’de felsefe çevrelerinin dikkatini çekmeye başlayan Yalçın Koç’un fikirlerini tartışmanın, sadece Türkiye felsefe çalışmaları adına değil uluslararası felsefi arenada da önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu niyet ve maksatla hazırladığımız Yalçın Koç Özel Sayısı’na bütün felsefe camiasının katkısını bekler, verimli felsefi tartışmalara yol açmasını dileriz.